Dumlupınar’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz’un 102’nci yıl dönümü kutlandı.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nda İBB, kentin çeşitli noktalarında gün uzunluğu süren kutlamalar yaptı. Kutlamaların son adresi, Eminönü Meydanı oldu. Burada yapılan kutlamada İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na çok sayıda siyasetçi ve bürokrat ile CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu da eşlik etti.
Bir ortaya gelen kalabalığa seslenen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi:
– “Yüreğinizdeki o büyük vatan aşkıyla buradasınız, görüyorum. İçiniz Mustafa Kemal Atatürk sevgisi ve saygısıyla dolu, onu da biliyorum, görüyorum sizlerde. Ben milletimin bütün bireylerini çok seviyorum. 86 milyon insanımızı çok seviyorum. 86 milyon insanımızın yüreğini seviyorum. 86 milyon insanımız bu cennet vatanın eşit yurttaşları, bireyleri… Ben buradan, dünyanın en hoş kenti İstanbul’dan memleketimin bütün beşerlerine sesleniyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun. Daima birlikte 30 Ağustos’un ehemmiyetini hepimiz çok güzel bilmek ve anlamak zorundayız. O büyük zaferin mimarı, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki, ‘30 Ağustos’ta Cumhuriyetimizin temeli sağlamlaştırıldı, ebedi hayatı taçlandırıldı’. 30 Ağustos’ta sırf 5 gün 5 gece süren bir meydan muharebesi olmamıştır. 30 Ağustos’u büyük zafer yapan sebep, özgür yaşamaya, ‘Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım’ diyen kararlı bir milletin azim ve iradesinin sonucu olmasıdır. İstiklal gayretidir. Emperyalizme karşı Kuvayı Ulusala ruhuyla bütünleşmeseydi; Anadolu, 19 Mayıs 1919’dan başlayarak Mustafa Kemal’i ve arkadaşlarını bağrına bas basmasaydı 30 Ağustos olamazdı. Savaşın ortasında Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulup bu canım topraklarda milletin egemenliğinin üstünde hiçbir güç olmayacağı ilan edilmeseydi 30 Ağustos olamazdı.
“CUMHURİYETİMİZE SAHİP ÇIKMA GÜNÜ”
– 30 Ağustos bağımsızlığa, Cumhuriyetimize ve cumhuriyet bedellerine kararlılıkla sahip çıkma günüdür. Daima birlikte sahip çıkacağız. Birliğimize ve beraberliğimize sahip çıkma günüdür. Her 30 Ağustos’ta içimiz gururla dolar. 86 milyon insanımız gururlanın. Kendimize inancımız ve umudumuz artar, artsın. ‘Biz her şeyi başarabiliriz’ deyin. Demelisiniz. Zira biliriz ki, milletin azim ve kararının önünde hiçbir güç duramaz, duramadı, duramayacak. Bu topraklarda aldığımız her nefeste, bize bu ülkeyi emanet eden büyüklerimizin, atalarımızın hakkı var. 30 Ağustos’ta zafer kazanılırken İstanbul’umuz, bu kadim başşehir, Fatih Sultan Mehmet’in emaneti hala işgal altındaydı. Cumhuriyet kurulmadan birkaç gün evvel ekim ayında İstanbul’dan işgal kuvvetleri gitti. Yani aslında 30 Ağustos, Fatih Sultan Mehmet’in emaneti olan İstanbul’a da sahip çıkma günüydü. Onun da zaferiydi. İşte onun için atalarımızın, dedelerimizin, ninelerimizin, onların haklarını fakat bu ülkeye yeni zaferler yaşatarak ödeyebiliriz.
“YENİ ZAFER KAVRAMINI DÜZGÜN ANLAMALIYIZ”
– Yeni zaferler değerli. Bu kavramı düzgün anlamalıyız. Kimileri bu çağda bu kavramı yeterli anlayamıyorlar. Onun için dünyanın farklı noktalarında zalimlerin zulmü altında mazlumlar eziliyor lakin bizim için, güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti için, güçlü bir millet olarak bizim için yeni zaferler demek bilimde, üretimde, eğitimde, kültürde, sanatta, sporda, teknolojide, sanayide en yüksek amaçlara ulaşmak demektir. Zira bizler, millet hayatı tehlikede değilse, nefsi müdafaa için yapılmıyorsa savaşa, ‘Cinayettir’ diyen Atatürk’ün yolundan gidiyoruz. Yurtta barış, dünyada barış yolunda gidiyoruz. Bizim için yeni zaferler demek, her alanda çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkmak, çağdaş uygarlığın yeni standartlarını belirlemek demektir. Yeni zaferleri birilerine karşı savaşarak asla elde etmeyeceğiz. Herkesi bir ve eşit görerek, her türlü bağnazlıkla çaba ederek muvaffakiyete ulaşacağız. Bizim çabamız ön yargılara, adaletsizliklere, hoşgörüsüzlüklere karşı olacak. Neler başarabileceğimizi tarihimizden biz çok yeterli biliyoruz. Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki muazzam kalkınma ve aydınlanma uğraşı, ülkemize çok büyük bir güç ve ivme kazandırdı. Bugün çok daha fazlasını başarmak için çok daha fazla şeye sahibiz.
“HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ”
– Tek bir şeye muhtaçlığımız var. Bir olmaya, birlikte olmaya, birlikte olma hissimizi güçlendirmeye, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı cephelerinde 30 Ağustos 1922 günü Dumlupınar’da nasıl tek yürek olduysak aramızdaki farklılıkları zerre kadar umursamadan bu milletin her bir ferdine aşık olur üzere, birbirini tutkuyla vatandaşlık ruhu ve vatandaşlık prensibi üzerinde seven beşerler olarak afetlerde nasıl birbirimizin yardımına koşmak için yarışıyorsak her güne tıpkı birlik ve bütünlük hissiyle uyanmayı başarmak zorundayız. Birbirimizle değil, ortak sıkıntılarımızla uğraşmayı öğrenmek ve onların üstesinden gelmeyi başarmak zorundayız. Ne yapacağız? Kararlı olacağız. Daima birlikte başaracağız. Birliğimize ve kardeşliğimize sahip çıkacağız. Hepimiz için hoş bir geleceği daima birlikte kuracak, Cumhuriyetimizi birçok yeni zaferlere daima birlikte taşıyacağız. Hazır mıyız İstanbul? Milletimizin yeni zaferleri için hazır mıyız? Hoş bir geleceğe hazır mıyız? İşte tam da bu hisle 30 Ağustos Zafer Bayramınız kutlu olsun. Birçok bayramlara.”